Agorafobili Panik Bozukluk

AGORAFOBİLİ PANİK BOZUKLUK

Korku, bizim hayatta kalabilmemize yardımcı olan doğal bir duygu halidir. Ancak korkunun aniden ortaya çıkması, belli aralıklarla tekrarlanıyor olması, kişiyi yoğun bir sıkıntı içinde bırakması ve yaşamını kısıtlayıcı bir hal alması panik bozukluk belirtileridir. Panik atak geçiren kişi birdenbire, bir sebep yokken aşırı derecede bir korkuya kapılır. Kalbi küt küt atar, nefesinin daraldığını sanki boğuluyormuş gibi olduğunu hisseder. Terlemeye başlayarak baş dönmesi, mide bulantısı, ayakta duramama, bayılacak gibi olma gibi durumlar yaşayabilir. Kendi üzerindeki denetimini kaybettiğini düşünerek ölüm korkusuyla baş başa kalmaktadır. Kişi birkaç dakika süren bu belirtilerin etkisini kolaylıkla üzerinden atamaz ve zamanla nöbet geçirme korkusuyla dışarı çıkamaz hale gelir. Agorafobi ise kişinin kaçınmasının zor olabileceği ortamlarda bulunmak istememesidir. Kişi belirtiler karşısında yardım alamayacağını düşündüğü için bu tür durumlardan korkar ve kaçar. Toplum içinde rezil olma, kendini yetersiz hissetme endişesi vardır. Sinema, pazar, tiyatro, okul, toplu taşıma gibi kamuya açık alanlar kişi için sıkıntı oluşturabilmektedir. Bu durum kişilerin kaygılı, korku dolu, çaresiz hissetmelerine yol açar.

Agorafobi hem tek başına hem panik bozuklukla birlikte görülebilir. Her agorafobisi olan kişi panik atak geçirmez veya her panik bozukluğu olan kişide agorafobi gelişmez ancak panik bozukluk şiddeti ile agorafobinin gelişme ihtimalinin arasında doğru orantılı bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz.

Agorafobili panik bozukluklarda birçok faktör etkili olabilmektedir. Genetik yatkınlıklar, panik atağı tetikleyen kaza, deprem, yakın kaybı gibi travmatik bir olay, çocukluk çağında yaşanan ihmal, ayrılık gibi duygusal travmalar, kişinin düşünce tarzları, varsayımları, yaşamında yoğun stres altında olması, çözümlenemeyen sıkıntıları, hasta olma kaygısı, korkudan korkması, sürekli bedenine odaklanması ve yanlış yorumlanması gibi etkenler rol oynamaktadır.

Panik ataklar; göğüste sıkışma, kalp çarpıntısı, soluk alıp vermede daralma, titreme, terleme, ayakta durmada güçlük, ateş basması, uyuşma, karıncalanma hissi, karın ağrısı vb. gibi fiziksel semptomlar gösterirken kişide öleceğini sanma, çıldırma ve kontrolünü kaybetme korkusu yaratmaktadır. Yani panik ataklar davranışsal olarak kendini gösteren korku nöbetleri iken panik bozukluk bu korku nöbetlerinin her an yaşanabileceğine karşı gelişen ve kişide kaygı yaratan düşünsel bir boyuttur. Panik bozukluk tanısı alabilmek için bu belirtilerden birkaçının bir ay ya da daha uzun bir süre devam etmesi gereklidir. Agorafobi tanısı için ise altı ay ve daha uzun süreli belirtilerin gözlemleniyor olması gereklidir. Genellikle yirmili yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Ayrıca agorafobili panik bozukluğun kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla görüldüğü bilinmektedir.

Agorafobili Panik Bozukluk ile Nasıl Çalışılır?

Agorafobili panik bozukluk, kaygı bozukluklarının içinde değerlendirilen, tanı ve teşhisin ilgili ruh sağlığı uzmanları tarafından konulması gereken psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Farmakolojik tedavilerin psikiyatri hekimleri tarafından başlatılıp takip edilmesi gereklidir. İlaç kullanımı psikoterapilerle desteklendiği zaman daha etkili çözümler sağlandığı da görülmektedir. Çünkü agorafobili panik bozukluğun oluşturduğu duygu ve düşünce örüntülerinin çalışılması psikolojik destek sürecinde oldukça önemlidir. BDT, duygu ve düşüncelerin çalışılmasında etkili bir yöntemdir. Bu terapide kişinin düşünce kalıpları incelenir ve çarpık düşünceleri ele alınır. Çarpık düşüncelerin yerini sağlıklı düşüncelerle değiştirerek stresli durumlarla başa çıkma becerisi kazandırılır. Kişinin kaçınma davranışının problemleri ortadan kaldırmadığı konusunda yüzleştirme yapılarak bu davranışlara müdahale edilir. Geçmişte yaşanılan ve panik bozukluğu tetikleyen travmatik olayları çalışmak için ise EMDR terapisi önerilmektedir. EMDR, geçmişte yaşanılan anıların kişide bıraktığı olumsuz duygu ve düşünceleri tekrar ele alıp kişiyi olaya karşı duyarsızlaştırmayı ve kişide olumlu duygu-düşüncelere dönüştürmeyi hedefleyen faydalı bir terapi yöntemidir.

 

M.Berk KARAOĞLU

Uzman Klinik Psikolog- Aile Danışmanı


Geri
Tüm hakları saklıdır. © 2016 - 2024
izmirklinikpsikolog.com
eskişehir web tasarım