Erken veya denetimsiz boşalma, erkeğin cinsel uyarılma anında, cinsel birleşmenin öncesinde veya hemen sonrasında istemsiz şekilde orgazma ulaşarak boşalmasıdır. Bu süre mastürbasyonda 1 dakika ve altı olurken cinsel birleşmede 1-3 dakika aralığında görülmektedir. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği’ne göre tanı için önemli olan kişinin yüksek uyarılma yaşamadan boşalma üzerinde bilinçli bir denetimin olmaması, sürekli ya da yineleyici bir biçimde tekrar etmesi gereklidir.
Erken boşalma erkeklerin konuşmaktan kaçındıkları bir konu olmakla beraber sıkça karşılaşılan bir problemdir. Araştırmalara göre 18-59 yaş aralığında olan her 3 erkekten birinin yaşamının bir döneminde bu problemle karşılaştığı bilinmektedir. Bu durum cinsel birleşme yaşayan çiftlerin yeterli düzeyde doyuma ulaşamayıp erkekte performans kaygısı yaratarak zaman içinde cinsel isteksizliğe neden olabilmektedir.
Boşalmada kontrol, cinsel deneyim arttıkça gelişen bir öğrenme sürecidir. Bu nedenle cinsel deneyim yetersizliği, ilk travmatik deneyimler, cinselliğe dair yanlış inanç ve mitler bu öğrenme sürecinde sıkıntı yaratır. Kişinin kendi vücudu için olumsuz bir algıya sahip olması, yoğun stres altında kalması, duygu-durum bozukluğu yaşaması, partneriyle ilişki sorunları yaşaması, daha öncesinde cinsel istismara maruz kalmış olması, kontrolü sağlayamadığı için yetersiz hissetmesi, aşırı heyecan yapması, yeni bir ilişkiye başlamış olması, depresyonda olması, geçmişinde katı cinsel eğitim alması, yakalanma korkusuyla hızlı mastürbasyon yapması gibi psikolojik faktörlerin yanı sıra yaş, hormon bozukluğu, diyabet gibi biyolojik faktörler de erken boşalmaya neden olabilmektedir.
Erken boşalan erkeklerde yetersizlik, başarısızlık, utanç, suçluluk gibi duygular görülürken sonraki deneyimleri için de bir kaygı oluşur. “Ya yine erken boşalırsam?” endişesi kişiyi cinsellikten kaçınmaya itebilir. Bu konu üzerine partneriyle konuşmayıp cinselliği ertelemek çiftler arasında iletişim sıkıntısına yol açar. Kadın partner sorunun ne olduğunu anlamayabilir ve kendini sorumlu tutabilir. Kadın cinsel anlamda eşine çekici gelmediğini düşünerek kendisini yetersiz hisseder. Eşini tatmin edemediğini düşünerek kızgın, agresif veya alıngan davranabilir. Birleşme sırasında yarım kaldığını hissettiği için orgazm taklidi yapmasına neden olabilir. İstenmediğini düşünerek eşinin hayatında başka biri olduğundan şüphelenebilir. Bu problemler evlilikleri boşanmaya kadar götürebilmektedir. Bu yüzden partnerin bu durumu bilmesi çok önemlidir. Erkek yaşadığı problemi paylaştıktan sonra kadının da sağduyulu olması gerekir. Psikolojik olarak erkeği anlamaya çalışmalıdır. Mutlaka bir uzmandan yardım almak için teşvik edici davranmalıdır, bu süreçte eşine destek olduğunu hissettirmelidir. Erken boşalma erkeğin bir hatası olarak görülmemeli ve erkek değersizleştirilmemelidir.
Kişinin erken boşalmasında daha çok psikolojik nedenler etkili olsa da organik bir durum olup olmadığının anlaşılması için öncelikle ilgili bir uzman hekime başvurması önerilir. Ayrıca erken boşalma bir kader değildir, cinsel terapiler sayesinde çözüme kavuştuğu bilinmektedir.
Cinselliğin sadece bir eylem olarak görülmesi kişinin sonuca ve ihtiyaca odaklanmasına neden olur. Bu da kişide stres ve kaygıyı arttırdığı için erken boşalma gerçekleşir. Cinsel terapide öncelikle kişiye cinsellik ve boşalmanın fizyolojisi anlatılır. “Erkek boşalmazsa cinsel ilişki tamamlanmaz.” gibi kaygı yaratan yanlış mitler ortadan kaldırılmaya çalışılır. Boşalma kontrolü, en baştan başlatılarak doğru ve uygun bir şekilde öğretilir. Kişinin sonuca değil sürece odaklanarak cinsel birleşmeden zevk alması istenir. Cinsel birleşmede kişinin ön sevişmeyi uzun tutması denetimi sağlayabilmesine katkı sağlar. Ayrıca kişiye dur-başla, sıkma metotlarının yanı sıra nefes, masaj ve kegel egzersizleri de öğretilerek boşalma geciktirilebilir. Bitkisel haplar, geciktirici jel ve kondom gibi kanıtlanmamış bazı yöntemler sıkıntının çözümünde kalıcı bir etki sağlamaz. Çiftlere terapilerde davranışsal ödevler verilir. Ödevlerin aksatılmaması, seanslara çift olarak gelinmesi ve eşlerin birbirine destek olması tedavi süreci için önemlidir.
Uzman Klinik Psikolog M. Berk Karaoğlu
Aile Danışmanı