Aile Dizimi şu anda varlık gösteren olumlu süreçlerin veya olumsuz etkilerin, ruhsal problemlerin aile üyelerinin geçmiş yaşantılarından, bağlardan gelen etkiler olduğunu varsayarak, role-playing yöntemi ile var olan sorunları çözmeye çalışan bir uygulama diyebiliriz ancak şu anda bilimsel olarak kanıtlanan, geleneksel bir terapi yöntemi olarak görülmemektedir.
Her ne kadar bilinç dışı ve biliş arasında bağlantılar olduğu belirtilse de bu uygulamanın bir terapi yani sağaltım ve iyileşme metodu olması için birçok bilimsel çalışma ile kanıtlanması gerekmektedir.
Maalesef ki özellikle kanser gibi veya çözümü zor olan birçok hastalıkta insanlar çaresizlik duygusu hissedebilir ve bu tarz alternatif yöntemlere eğilim gösterebilirler ancak birincisi burada tıbbi organik nedenlerden söz ediyoruz ve öncelikle uzman hekimin tedavisini baz almak, bunun yanı sıra destekleyici bilimsel psikoterapi yöntemleri ile çalışma uygun olacaktır çünkü her ne kadar böyle çalışmalarda travmatik bir anı bulunsa dahi bu hastalıkları yapanın o travmatik anının getirdiği düşünce ve duygular olduğu bilinemeyebilir hatta daha da istenmeyen ruhsal problemlere yol açabilir.
Evet bu yöntemin çıkış amacı, geçmiş yaşantıların şu anki problemlerle paralelliği mantıklı olarak gözükse de çok yaygın kullanılan ve bilimsel olarak çalışmaları yapılmış bir yöntem olmadığı için şu an için şu ruhsal problem de işe yarıyor diyemeyiz. Psikolojik bozukluklar başta psikotik (gerçeklikten kopuk), nevrotik (korku, kaygılar vs.) ve kişilik bozuklukları olarak ayrılabilen ve bu ayrımları bilmeyen kişilerin çalışmaması gereken alanlardır. Bir çok ağla birbirine bağlı olan ruh sağlığımızı, psikolojik yapımızı yalnızca kökenden gelen travmalarla çalışmak bu tarz yöntemlerle sağaltabilmek sağlıklı değildir.
Çok güzel bir soru. Evet büyük T dediğimiz yani yaşantımıza karşı tehdit oluşturabilen büyük kaygı, korku, çaresizlik veren travmatik durumlar yaşandıysa bu anıların tekrar işlenmesi gerekmektedir ancak her psikolojik problem veya beden sıkıntısı illaki tek bir travmatik anıdan değil hatta çoğu zaman pekişen ve aynı duygu, düşüncelerin oluşturduğu anılardan kaynaklanabilir bu açıdan bu çalışmada belirtildiği gibi sadece bizden önceki kuşakların değil bizim yaşamımızdaki pekişen olaylarda özellikle EMDR gibi sistematik bir terapi metoduyla işlenebilmesi veya şema terapi yaklaşımıyla şu ana yansıyan modlarımızı bulabilmek daha anlamlı olabilir.
Çünkü insanlar bir şeyler hemen düzelsin istiyor, spor salonuna gittiğinde hemen göbeği erisin istiyor ama bilmiyorlar ki uzun süredir aldığımız kalori orada birikmiştir ve en son olarak o bölge düzelme sağlayacaktır.
Aynı şekilde ruh sağlığımız da böyledir. Evet önceki kuşakların da getirisi olmakla birlikte, kendi yaşantılarımızda da binlerce anı, düşünce örüntüsü oluşturmuş oluyoruz ve şu an var olan psikolojik rahatsızlığın bu tarz dizilerde gösterildiği gibi hemen bir grup çalışmasıyla düzelebileceği umut edilebiliyor.
Psikoloğa gitmek yerine kendilerine iyi gelebileceğini düşünen yaşam koçlarını, mentörleri tercih etmeleri gibi.
Ancak belli bir süre olumsuz duygularla yüzleşmeden bilimsel temelli çalışmadan ruh sağlığında iyileşme sağlamak mümkün değildir.
Daha analitik yani geçmiş anılarımız ve şimdiki duygu, davranış ilişkisini çalışmak isteyen kişilere grup çalışması anlamında psikodrama yöntemini önerirken, özellikle bireysel terapileri es geçmemesi gerektiğini belirtmek durumundayım. Çünkü kişinin birebir kendini güvende ve konforlu alanında hissederek geçmişiyle çalışabilmesi oldukça önemli bir kriterdir. Bireysel psikoterapi yöntemleri arasında ise EMDR Terapisi birçok geçmişten kaygı veren veya travmatik anıların çalışılmasında oldukça etkili iken bunun yanı sıra ebeveyn ilişkilerinin ve yetiştirilme tarzımızın yetişkin zihnimizde yarattığı örüntüleri ele alma noktasında Şema Terapi yaklaşımı hayata ve ilişkilere daha sağlıklı adapte olabilme doğrultusunda oldukça fayda sağlamaktadır.
M. Berk KARAOĞLU
Uzman Klinik Psikolog – Aile Danışmanı