Cinsellik, insan doğasının önemli bir parçası olmasına ve cinsel sağlığın bireylerin fizyolojik, psikolojik iyilik hallerini önemli ölçüde etkilemesine rağmen toplumdan topluma değişen bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Gelişmiş toplumlarda cinsellik bireylerin konuşmaktan çekinmediği, rahat paylaşımlarda bulunabildiği bir özellik taşırken gelişmekte olan ve az gelişmiş toplumlarda utanılan, az konuşulan, bastırılan bir tabu olabiliyor çünkü cinselliği çevreden, filmlerden, dergilerden öğreniyoruz. Cinsel eğitimin yetersizliği de bu duruma daha çok neden oluyor çünkü araştırmalara göre ergenlikten itibaren bireylerin cinsellikle ilgili bilgi birikiminin en büyük kaynağının arkadaş çevresi olduğunu görüyoruz. Bu eksik kaynaklar cinsellikle ilgili önyargı ve mit oluşmasına neden olmakla birlikte toplumun hayal gücü ve abartılarıyla oluşup kulaktan kulağa yayılabiliyor ve gerçek, bilimsel verilere dayanmıyor. En yaygın cinsel mitleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
Bu inançların hepsi yanlış, işlevsizdir ve kişilerin cinsel hayatlarını olumsuz etkilemekte hatta vajinismus, erken boşalma, geç boşalma, sertleşmeme gibi cinsel işlev bozukluklarına kaynaklık etmektedir. Bu da bireylerin hayatlarını, iyilik hallerini, psikolojik gelişmelerini olumsuz etkilemektedir. Cinsellik okul çağından itibaren eğitimi verilmesi, konuşulması, rahatça paylaşımlarda bulunulması gereken bir olgudur. Cinsel terapide de bu mitlerin ve kişiye etkilerinin bilişsel davranışsal değişimleri amaçlanır. Bu mitlerin kişide oluşturduğu yanlış, işlevsiz düşünce kalıpları ve davranış örüntüleri değiştirilip bireylerin cinsel doyumlarını arttıracak davranışlarda bulunmalarına, çift olarak cinsel uyumun arttırılmasına ve sürdürülmesine destek olunur.
M. Berk Karaoğlu
Uzman Klinik Psikolog- Aile Danışmanı
Özel Berk Karaoğlu Aile Danışma Merkezi