Obsesif-Kompulsif bozukluk (OKB) bir endişe,kaygı bozukluğudur. OKB insanları tekrarlı düşüncelere ve dolayısıyla tekrarlı davranış döngüsüne hapseder. Kişinin hayat kalitesini, işlevselliğini olumsuz yönde etkiler. OKB'si olan kişiler, kontrol edemedikleri ve sıklıkla tekrarlanan, kaygı yaratan düşünce, dürtüler nedeniyle huzursuz olurlar. Bu düşüncelerin (obsesyonların) yarattığı kaygıyı ortadan kaldırmak, ortaya çıkan kaygıyı baskılamak için kişiler başka bir eylemle (kompulsiyonla) bunları etkisizleştirmeye çalışır. Kişinin obsesyona tepki olarak, kesinlikle uygulaması gereken, bu davranışlardan kendini alıkoyamadığı durumlar kompulsiyonlardır. Bu davranışlara günlük hayattan sayısızca örnek vermemiz mümkündür. Örneğin, kişinin sürekli evinin yanacağı korkusuyla çok fazla sıklıkla ocağı kontrol etmesi, kişinin tek sayıların uğursuzluk getirdiğini düşünmesi ve her tek sayı gördüğünde uğursuzluktan kurtulmak için parmaklarını beş defa şıklatması ve kaygısını bu şekilde azaltması gibi.
OKB hastaları çoğunlukla takıntılarının farkındadırlar ve anlamsız olduğunu bilirler fakat kaygılarını azaltmak için o davranışları yapmaktan kendilerini alıkoyamazlar.
Obsesyon ve kompulsiyonlar kişinin hayatında bir çok sıkıntıya sebep olur. Kişinin zamanını boşa harcamasına,odaklanma problemi yaşanmasına, sosyal ve mesleki hayatında işlevsel düşüşe sebep olur. Örneğin, kirlenmekten korkan bir hasta, her gün zamanını saatlerce banyo yaparak ya da temizlik yaparak geçirebilir. Bu davranış kişinin kısa süreliğine kaygısını azaltır fakat bu davranış anlamsız olduğu gibi kaygıdan kurtulmak için çözüm değildir. Kişiyi sosyal hayattan uzaklaştırır,maddi-manevi olarak kişiyi yıpratır aynı zamanda ileriki safhalarda kişinin sağlık problemleri yaşanmasına sebep olabilir.
Yoğun kaygı içermesi sebebiyle fobik bozukluklar ve depresyon ile komplikedir.
OKB'nin oluşumuna etki eden faktörler net bir şekilde belirlenememiştir fakat oluşumunda: biyolojik etkenlerin (genetik), sosyal etkenlerin (kişinin doğup büyüdüğü çevre) ve psikolojik etkenlerin (kişilik özellikleri,öğrenme süreçleri) rolü olduğu belirlenmiştir.
OKB takıntıları sıkıntı ve kaygıya neden olan sıklıkla tekrar eden, istenmeyen düşüncelerdir.
*Kirlenme korkusu
*Eşyaları sürekli simetrik hale getirme
*Kendine ya da başkasına zarar veren agresif ya da korkutucu düşünceler
*Dinle ilgili konularda istenmeyen düşünceler
*El yıkama,
*Sürekli temizlik yapma,sürekli kendini temizleme
*Sayı sayma
*Bir şeyleri sürekli kontrol etme
*İçini rahatlatma isteği ve buna bağlı davranışlar
*Bir duayı,kelimeyi ya da cümleyi akla istenmeyen düşünce geldiğinde tekrar etmek
Psikoterapi hastalığın gidişatına ve terapistin benimsediği kuramsal bakış açısına göre değişebilir.
*Genelde bilişsel-davranışçı psikoterapi kullanılır. Bu psikoterapi ile algı ve davranışların düzeltilmesi hedef alınır. Bilişsel terapi obsesyona ve davranışsal terapi kompulsiyona yönelik uygulanır.
*Psikanalitik-dinamik yaklaşım daha yoğun ve etkili olan bir psikoterapi yöntemidir. Bu yaklaşım daha derine,geçmişe ulaşmaya olanak sağlar.
*OKB’nin psikoterapisinde çözüme hızlı ve etkili bir şekilde ulaşmamızı sağlayan bir diğer yöntem ise EMDR’dır. EMDR en yeni psikoterapi yöntemidir,her türlü psikolojik sorunun psikoterapisinde etkilidir. EMDR yöntemi travma modelini,geçmişte yaşadığımız travmaları, temel alır. Geçmişte yaşadığımız olaylar nedeniyle beynimizde stres birikir ve psikolojik sorunlar patlak verir, EMDR tedavi biriken stresi ortadan kaldırmayı hedefler. Bu yöntem psikolojik sorun ne olursa olsun hızlı bir şekilde iyileşmeyi sağlar.
Psikoterapide OKB'nin başlangıç noktasına ulaşmak, tetiklediği durumları keşfetmek bir diğer önemli noktadır. Psikoterapi yöntemleri yetersiz kalırsa ilaç tedavisi de psikoterapiye eşlik eder.
M.Berk Karaoğlu
Uzman Klinik Psikolog- Aile Danışmanı