Doğduğumuzdan bu yana birçok şey öğreniriz ve öğrendiğimiz şeyleri kategorileştiririz. Bu kategorileri şema olarak adlandırabiliriz ve yeni şeyler öğrenirken oluşturmuş olduğumuz şemaları kullanır onlara yeni bilgileri aktarırız. Bu şemalar ileride karşılaşacağımız durumlarda bize anlamamıza ve değerlendirmemize rehberlik ederler.
Hayatımız boyunca birçok bilgi ediniriz. Bu edindiğimiz bilgileri kafamızda kategorileştiririz ve her yeni eklediğimiz bilgi bir kategorinin içerisine eklenir veya yeni bir kategori oluşturur. Bu kategorileri şema diye adlandırmak yanlış olmaz. Hayatımız boyunca aldığımız kararları, verdiğimiz sonuçları bu şemalar sayesinde yaparız. Yani hayatı anlamlandırmada ve yorumlamada bize yardım eder, bir nevi süzgeç görevi görürler. 18 tane şema vardır:
Şemaların oluşumu çocuklukta duygusal ihtiyaçların doğru bir şekilde karşılanması halinde bireyin hayatında sağlıklı bir biçimde şekillenir. Bu duygusal-temel ihtiyaçlar tamamen evrensel olup her birey için aynı şeyleri temsil eder. Bu ihtiyaçların karşılanmaması bazı olumsuz şemaları oluşturur. Olumsuz şemaların oluşumunu tetikleyen genel etkenler; insanlar, bize bakım sağlayan kişilerin temel ihtiyaçlarımızı hayati derecede kısıtlamaları veya taciz, deprem, terör gibi durumların yaşanması örnek gösterilebilir. Şemaların oluşumuna etki eden bu duygusal-temel ihtiyaçlar şunlardır:
1.Güvenli bağlanma
2.Özerklik, yeterlik ve olumlu kimlik algısı
3.Duygularını ifade etme ihtiyacı
3.Kendiliğindenlik (spontanlık) ve oyun
4.Sağlıklı, gerçekçi sınırlar ve özdenetim
Her insanın bazı ihtiyaçları diğerlerine kıyasla daha fazla olabilir. Sağlıklı bir insan bu ihtiyaçlarını iyi bir şekilde giderebilendir. Şema terapisinde amaç terapistin danışandaki bu temel ihtiyaçlarını giderebilmesi için yeni işlevseller yollar göstermektir. Terapist, danışanda problemli olan şemaları tespit eder ve bu şemaları değiştirerek bireyin sağlıklı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olur.
Hasta terapiye geldiği zaman ilk olarak detaylı bir kişilik testi verilerek kişilik analizi yapılır. Yapılan kişilik analizi incelendikten sonra daha spesifik olarak tanıları netleştirmek için şema ölçeği verilmektedir. Bu şema ölçeğinde hastanın anne ve babasının danışanımıza entegre etmiş olabileceği şemalar ve daha sonrasında kendisinde oluşan şemalar olabilmektedir. Bu şemalar birlikte ele alınır ve danışan şemalara yönelik iç görü kazandıktan sonra bu şemalarla nasıl başa çıkılabileceği hakkında ödevler verilmektedir. Örneğin, terk edilme şeması çıkmış olan bir danışanımızla öncelikle bu şemanın içeriği konuşularak iç görü sağlanır. Daha sonra şemanın aşırı telafisi şeklinde ortaya çıkabilecek terkedilmeye yönelik ilişkiler, bulunabilecek ilişkilerden kaçınma veya terk edileceğini varsayarak hiç ilişki kurmayan kişiler olabiliyor. Bu hastalarla nasıl bir davranış örüntüsü sağlayacağımız terapi süreçleri ele alınmaktadır.
M.Berk KARAOĞLU
Psikolog-Aile Danışmanı-Cinsel Terapist
İZMİR TERAPİ VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİ