Bağımlılık; bir maddenin ruhsal, fiziksel ya da sosyal sorunlara yol açtığı halde kişinin maddenin alımına devam etmesi, bırakma isteğine karşılık bırakamaması ve maddeyi alma isteğinin durdurulamaması olarak açıklanabilmektedir. Bu bağımlılıklar tüketilen yasaklı bir madde olabileceği gibi teknolojilik bir aygıt, oyun, kumar ya da alışveriş bağımlılıkları da olabilmektedir. Bağımlılıklar kişiyi ruhsal ve sosyal olarak etkilemesinin yanı sıra fiziksel olarak da olumsuz etkileyebilecektir. Kişinin yükümlü olduğu sorumlulukları yerine getirememesine, bağımlı olduğu maddeye erişemediğinde yoksunluk belirtilerinin göstermesine ve çevresindekilerle kurduğu ilişkilerde birtakım problemlerin yaşanmasına neden olabilmektedir. Bağımlılıkların kullanımının kişinin kontrolünden çıkması ve ondan kopamayacak noktaya gelmesi kişinin günlük hayatının işleyişini olumsuz yönde etkilemesine neden olabilecektir. Bu yüzden bu bağımlılıklarla baş etmek ve en az psikolojik hasarla atlatabilmek için ilgili ruh sağlığı uzmanın destek alınması önemli olacaktır.
Teknoloji bağımlılığı kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında yoksunluk yaşaması durumudur. Bu teknolojik ürünler arasında akıllı cihazlar, telefon, bilgisayar, tabletler ve oyun konsolları yer almakta ve bu aygıtların aşırı ve kontrolsüz kullanımı kişiyi bu aygıtlara bağımlı hale getirebilmektedir. Günümüzde teknoloji bağımlılığı hemen hemen her yaşta görülebilmektedir.
Akıllı telefon bağımlılığı, çoğunlukla kişinin telefondan uzak kalamaması, sık sık telefonu kontrol etmesi durumudur. Bu bağımlılık türüne nomofobi de denilmektedir. Bu kelimenin İngilizce açılımı “no mobile phone phobia” dır. Kişinin bu bağımlılığı telefona erişemediği takdirde paniklemesine ve akabinde huzursuz olmasına sebebiyet verebilmektedir. Kişi cep telefonundan ayrı kaldığında yaptığı işe odaklanma konusunda zorluk çekebilir.
Sosyal medyada yer alan mecralarda geçirilen zamanın farkında olunmaması, kullanımından yoksun kalındığında kişide sinirlilik, saldırganlık gibi tutumlar göstermesine neden olabilmektedir. Sosyal medya bağımlılığı, kişinin sosyal çevresinden bağını koparmasına ve sanal ortamda var olmasının ona güç vermesidir. Bu kişiler için sosyal medya mecralaı-rında resimlerini kaç kişi beğenmiş, takip ettiği sayfalar ne paylaşmış gün içerisinde annesiyle kurduğu iletişimden çok daha önemli olabilmektedir.
Uyuşturucu bağımlılığı bedenin fonksiyonlarında birtakım değişikliklere neden olabilmektedir. Kişi bedeninde olumsuz etkilere rağmen bu maddeyi bırakamaz; yokluğunda da bu durum kişide kriz yaratabilmektedir. Uyuşturucu özelliğine sahip maddeler arasında: kokain, esrar, ekstazi, eroin, taş kokain (crack kokain), bonzai, ketamin, mescalin yer alabilmektedir. Bu maddelerin vücuda alımı kişinin bu maddelere karşı toleransını arttıracak ve vücuduna aldığı maddenin miktar ve sıklığı yetersiz gelmeye başlayacaktır. Bu yüzden kişi her defasında maddenin dozunu ve sıklığını arttırma yoluna başvurabilecektir.
Kumar bağımlılığında kişi malını, mülkünü hatta ailesini, her şeyini kaybetme pahasına kumar masasına oturması ve maddi birikimini riske atmasıdır. Kişi maddi açıdan hep daha fazlasını kazanmak için oyuna başlar fakat kimi zaman hatta çoğu zaman elindeki her şeyi kaybeder. Bu uğurda sevdiklerini bile kaybetmeyi göze alır. Bu maddi-manevi kayıplar onu durduracağı yerde o daha çok kazanmak için kumar oynamaya devam eder. İşte kişinin günlük yaşamdaki işlevselliğini bozduğu ve maddi- manevi kayıplar vermeye devam etmesi kumar bağımlılığının varlığını ortaya koymaktadır.
Her bir bireyin kafeine toleransı eş değerde değildir. Vücuda aşırı kafein alımı, vücudun bu doz alımına alışmasına ve hep istemesine neden olabilecektir. Bilinmelidir ki; kafein sadece kahvede bulunmaz. Çay, kola, asitli kutu içecekler ve kakaolu tatlılar içerisinde de kafein bulunmaktadır. Kişi gün içerisinde aldığı kafeinin kişiyi tatmin etmediğinde; baş ağrısı, halsizlik, odaklanamama, yükümlülüklerini yerine getirememe gibi yoksunluk belirtileri ile karşılaşabilmektedir.
Alıveriş bağımlılığında kişinin ihtiyacı olmadığı halde kontrolünün dışında yeni kıyafetler, çantalar, aksesuarlar alması ve kısa vadede bu durumdan doyum yaşamasıdır. Kişi maddi anlamda sıkıntıda olduğunda bile alışveriş yapma arzusunun önüne geçememektedir. Kişi alışveriş yaparken olumsuz düşüncelerinden uzaklaşıp ve rahatlarken uzun vadede suçluluk duygusunu hissetmesine neden olabilmektedir. Kişi alışveriş yaparak endişelerinden uzaklaşır ve daha sonrasında harcamalarından dolayı tekrar kaygılı hissetmeye başlar. Kişi, işin içinden çıkmadığı bu kısır döngünün içerisinde kendini buluverir.
Bağımlılıkların terapisinde biyolojik ve fizyolojik bulguların incelenebilmesi adına psikiyatri oldukça önem arz edebilmektedir. Kişinin deneyimlediği kaygı, sinir krizi, hırçınlaşma, hızlı nefes alıp verme, ellerde terleme gibi yoksunluk belirtileri onun günlük yaşamdaki işeyişini olumsuz yönde etkilemesine neden olabilecektir. Bu noktada özellikle alkol ve madde bağımlılığı olan bir kişinin maddeden kurtulması için psikiyatrik bir yardım görmesi gerekebilmektedir. Fizyolojik bulgular incelendikten ve uygun görülüp ilaç desteği başlandıktan sonra psikolojik destek bu noktada oldukça değerli olabilmektedir. Ruh sağlığı uzmanlarının fizyolojik boyuta neden olan faktörlerin, kaynak tetikleyicilerinin ne olduğunu ve ne zaman başladığını tespit etmesi ve anlamaya çalışması son derece önem arz etmektedir. Kaynak tetikleyicileri arasında; kişinin ruhsal özellikleri, genetik yatkınlık, çevresel faktörler, maddeye ulaşılabilirlik, aile yapısı, toplumsal çevre ve kültürel özellikler kişinin madde kullanmaya başlaması ve bağımlılığa dönüşmesinde etkili olabilmektedir. Kişi duyduğu bağımlılığa kimi zaman olumsuz anlamlar yüklemekten ziyade kafasında olumlu şeylerle özdeşleştirebilir; çünkü onun için makul olan bu olabilmektedir. Bu süreçte ailesinin desteği kişinin yalnız olmadığını hissetmesi adına çok önemli olabilmektedir. Ayrıca bağımlılıkla mücadele de kişinin aile üyelerinin de destek alması ve bu konuda bilgilendirilmesi, bağımlı olan bireye nasıl bir yaklaşımda bulunmaları gerektiğini öğrenmeleri adına faydalı olabilecektir.
Bilinmelidir ki; bağımlılıkların temelinde psikolojik nedenler yer alabilmektedir. Bu yüzden kişinin psikolojik destek alması bu zorluklarla baş etmesinde oldukça etkili olabilecektir. Kişi yeter ki duyduğu bağımlılığından kurtulmak için çabalasın ve bir çıkış yolu arasın. Kişi kararlı ve istekli olduktan sonra önüne geçilemeyecek hiçbir bağımlılık yoktur !..
M. Berk Karaoğlu
Uzman Klinik Psikolog- Aile Danışmanı