Sosyal Fobi (Sosyal Anksiyete Bozukluğu) Nedir ve Psikoterapisinde Neler Yapılabilmektedir?

Sosyal Fobi Nedir?

Sosyal fobi diğer adıyla sosyal anksiyete bozukluğu kişinin günlük yaşam fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyen ve kişinin sosyal ortamlarda bulunmasından dolayı korku ve kaygı duymasına neden olan bir kaygı bozukluğudur. Kişi sosyal ortamlarda diğerleri tarafından gözlemlendiğini ve yargılanacağını düşünüp akabinde kendisini utanç verici bulabilir. Duyulan korku ya da kaygı, toplumsal ortamda çekinilecek duruma ve toplumsal-kültürel bağlama göre orantısızdır. Kişi yaşadığı bu korku ve kaygı nedeniyle sosyal ortamlara girmekten kaçınmaya başlayabilir. Tanımadık insanlarla karşılaşma-karşılıklı konuşma, toplum önünde konuşma yapmak, toplu alanda yemek yemek gibi durumlarda sosyal fobi ortaya çıkabilir. Kişinin arkadaşlık, aile, romantik ilişkisi gibi kurduğu her türlü ilişkisinde problem yaşamasına çekingenliğinden dolayı kişinin yalnızlaşmasına ve izole olmasına neden olabilmektedir.

Sosyal Fobide Kişininin Fiziksel Belirtileri Arasında:

  • Kalp çarpıntısı
  • Ağız kuruluğu
  • Yüzün pembeleşmesi
  • El titremesi
  • Nefes almada zorluk ya da sık nefes alıp verme
  • Kas gerilmesi
  • Ses titremesi

 

Sosyal Fobiye Neden Olabilecek Etmenler

  • Ailenin yetiştirme biçimi (sert-katı-kuralcı-cezalandırıcı ebeveynler)
  • Genetik aktarım
  • Geçmişinde kişiyi etkileyen duruma bağlı bir olayın yaşanması (ör: toplum önünde konuşma yaparken sahnede düşmesi ve insanların onunla gülüp dalga geçmesi
  • Serotonin Azlığı
  • Kişilik Özellikleri
  • Kişinin hayatında değer verdiği birini kaybetmesi (ölüm-ayrılık gibi)

 

 

Sosyal Fobide:

  • En az 6 ay boyunca, bir veya daha fazla belirli sosyal duruma ilişkin engelleyici ve kalıcı korku ve kaygılar.
  • İncelemeye maruz kalma korkusu ve başkalarının potansiyel olumsuz değerlendirilmesi düşüncesi.
  • Aşağılanma ve utanma korkusu -> kaçınma.
  • Kişinin hayatının önemli alanlarında işlev bozukluğuna neden olabilmektedir.
  • Yaşam boyu yaygınlık %12 civarında olduğu bilinmektedir.
  • Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülebilmektedir.
  • Tipik olarak ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde başlar.
  • Eşlik eden diğer bozukluklar arasında depresyon ve diğer anksiyete bozuklukları yer alabilmektedir.
  • Yaklaşık 1/3'ü kaygıyı azaltmak ve korkuyla yüzleşmek için alkolü kötüye kullanabilmektedir.
  • Daha düşük sosyoekonomik seviye ve daha düşük istihdam oranlarına sahip olabilmektedirler.
  • Psikolojik destek alınmazsa kalıcı bir bozukluğa dönüşebilmektedir. Yapılan araştırmalar 12 yıllık dönemde sadece yaklaşık 1/3'ü kendiliğinden iyileşme gösterebildiğini söylemektedir.

Sosyal Fobi ve Psikoterapisi

Sosyal fobide kişinin de gönüllü olmasıyla birlikte psikolojik destek alması oldukça önemli olabilmektedir. Ruh sağlığı uzmanları tarafından öncelikle danışanın sosyal fobisini neyin tetiklediğini çok iyi belirlenmesi gerekir. Ardından bu tetikleyicilerin çözüm yolları üzerine yoğunlaşılabilecektir.  Sosyal Fobide çeşitli terapi yöntemleriyle çalışılabildiği gibi özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi ile sosyal fobide oldukça yol kat edildiği bilinmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi ile danışanın otomatik olumsuz düşünceleri ilk önce nötrleştirilmesi ve ardından da olumlulaştırılması amaçlanmaktadır. Bu terapi yöntemi ile danışanın kaygılarını tanımlama, olumsuz düşüncelerini belirleme ve ardından da bu kaygıyla baş etme stratejileri geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapinin yanı sıra EMDR Terapisinde de danışana iki yönlü uyaranlar beynin sağ ve sol yarımküresini harekete geçirerek şimdi ve burada da kalıp olumlu düşünce ve davranış kalıplarıyla değiştirilmesi hedeflenmektedir.   

 

M. Berk Karaoğlu

Uzman Klinik psikolog-Aile Danışmanı

 


Geri
Tüm hakları saklıdır. © 2016 - 2024
izmirklinikpsikolog.com
eskişehir web tasarım